Daha Fazlasını Sunabilmek: Tetris Effect İncelemesi

Kitaplardan oyunlara, firmalardan filmlere, dizilerden çevrimiçi servislere kadar; tüketmemiz için sunulan her ürünün temel derdi “daha fazlasını sunmaktır”.  Daha fazlasını sunmak, rekabetin en temiz katalizörüdür. Daha fazlasını sunabildiği için Netflix alırız. Filmler daha fazlasını sunduğu için izleyenler, okuyanlardan daha fazladır.

Fakat herhangi bir ürünün yegane amacı salt “daha fazlasını sunmak” değil de sonradan benimsediği bir hedefse; ürünün benliğini kaybetmesi neredeyse kaçınılmazdır. Daha fazla özelliğe sahip olan akıllı telefonları bu sebepten dolayı daha fazla rağbet görür. Fakat bu akıllı telefonlar artık o kadar fazla özelliğe sahiptir ki, akıllı telefon olmaktan da çıkmıştır. Bir noktada her şeyi yapabilen bu cihazlar, artık akıllı telefon kavramını ya sorgulatır ya da günceller.

Oyunlarda ise durum farklı bir şekilde ilerler. “Çok oyunculu oyun” anlayışıyla geliştirilmiş olan Star Wars: Battlefront II’nin tek oyunculu modu fikrimizce rezalettir. Sadece daha fazlasını sunmak adına geliştirilmekle kalmamış, zayıf bir kurguyla yapılmıştır. Sadece bu hedefle geliştirilen oyun ise aksine kimliğini kaybetmemiş “çok oyunculu oyun işte” diyerek geçiştirdiğimiz bir oyun olarak kalmıştır sözlüğümüzde.

Sonuç olarak ürünün temel amacı fazlasını sunmak değilse, elbette ki rekabet uğruna bunu amaç edinen ürün zamanla kimliğini kaybedecek ve “o ürün” olmaktan çıkacaktır. Ya da olduğundan daha zayıf bir kimliğe sahip olacaktır.

Okurları bizzat münazaraya davet ettiğimiz bu konu bir yana, “daha fazlasını sunma” konseptinden biraz daha bahsedip, rekabet ve ekonomi hakkında sığ bir paragraf ile okurlarımızı sıkmayacağız. Burada hedefimiz, Tetris Effect’in “daha fazlasını sunma” eylemini nasıl gerçekleştirdiğini izah etmek ve bu esnada minik bir inceleme yapmaktır.

Tetris Effect aslında daha fazlasını benimsemeyi çok iyi başaran bir yapım. Uzun girişimizden sonra, bu oyunun bizi nasıl büyülediğini anlatma vakti geldi de geçiyor bile.

Tetris Effect Nedir?

Oyun tarihinin en eski yapımlarından biri olan Tetris’i, inanılmaz etkili şekilde yenileyen Tetris Effect, sesin ve görselliğin büyüleyici bir kompozisyonu. Tetris Effect, basit bir blok oyunu olmaktan da öte; bir simülasyon.

Farklı şekillerdeki blokları düzgün bir şekilde yerleştirip birleştirdiğimiz Tetris Effect bir puzzle oyunu nasıl daha fazlasını sunabilir sorusunun cevabını, insanın estetik anlayışını uyaran müzik ve görsellikle harmanlayarak veriyor.

Tetris Effect, sadece müzikli ve efektli Tetris değil. Bu yapım kültürel ezgilerden, doğal ahenklere kadar çeşitli müziği, bloklar ile olan etkileşimi ile süslüyor. Doğru bir şekilde yerleştirmek için yaptığınız her eylem, hem müzikal hem de görsel anlamda destekleniyor.

Oyuncuyu transa sokan bölümleri ile bir puzzle oyunu olmasına rağmen “acaba ne ile karşılaşacağım?” sorusunu sorduran Tetris Effect, merak unsurunu da etkili bir şekilde kullanıyor.

Her bölüm değişen bloklar ise bazen trafik ışıkları bazen de alev toplarına dönüşüyor. Her hareketinizde farklı bir sesin eşlik etmesiyle birlikte sadece blok yerleştirdiğinizi değil, müzik yaptığınızı da fark ediyorsunuz. Sanal gerçeklik ile desteklenen sürümü ise adeta bir görsel şölen.

Ses ve Görüntünün Ahengi

Tetris Effect, Hindistan’ın baharatlı ezgilerinden, okyanusların derin şarkılarına kadar geniş bir müzik yelpazesine sahip. Çeşitli modlar ile desteklenen oyun, otuz farklı sahne ile oyuncuyu bir serüvene davet ediyor. Zone mekaniği ile aynı anda on altı blok serisini birden kaldırdığınız Tetris Effect, işte burada daha fazlasını sunma şansını oyuncuya tanıyor.

Tetromino adı verilen blokların çeşitli ve sahnelere uygun halleri ise Tetris Effect’in efekt konusunda muazzam bir iş çıkardığını kanıtlıyor.

Çeşitli oyun modları ile zengin bir içeriğe sahip olan Tetris Effect her şeye rağmen temelinde hala Tetris. Ve bu bizi en çok etkileyen de bu.

Oyun, sinema ve teknoloji dünyasındaki tüm gelişmelerden haberdar olmak için Instagram  ve Twitter üzerinden bizleri takip edebilirsiniz.