Dizi Önerisi: Peaky Blinders

Baktım da mayıs ayından beridir dizi önerisinde bulunmuyoruz, bu ay da hızlıca size yaz tatiliniz için birkaç dizi önerisinde bulunalım dedik.

Mayıs ayında yine İngiltere’nin geçmişteki halini güzel yansıtan dizilerden birisi olan Penny Dreadful dizisinin tavsiye yazısını yazmış ve içeriğinden bahsetmiştik. Bu dizi önerimiz de benzerlikler taşıyor. Tabii hem tarih olarak biraz daha ileriyi baz alıyor hem de mistik bir havada geçmiyor. Gerçi yazı içerisinde zaten bunları detaylıca anlatacağız. O yüzden bir an önce geçelim giriş kısmını. Ne dersiniz?

Hikayeye Kısaca Göz Atalım

Hikaye’de İngiltere’nin küçük bölgelerinden birisinde biraz Çingene, biraz da İngiliz diyebileceğimiz kırma bir çetenin, çetelikten mafyalığa ve işlerini legalleştirmeye doğru giden maceralarını işliyoruz. Çete elemanları İngiltere ile Fransa arasındaki savaşa katılmış, madalyaları olan askerler. Tabii ki bu onları suçtan uzak tutmaya yetmiyor, onlar için illegal işler biraz baba mesleği. Bir yandan polislerle, bir yandan diğer çete ve mafyalarla sürdürdükleri mücadeleyi görüyoruz. Bununla birlikte dizimizin ana odağı olan Thomas/Tommy Shelby’nin çeteyi yönetişini, aklındaki kırk tilkiyi görüyoruz ve onun hikayesini izliyoruz.

Atmosfer Çok Şekil Olmuş Ama

Nasıl bir çekim platosu kurdularsa helal olsun demekten başka bir şey düşmüyor bize. Bildiğin 1900’lerin başındaki İngiltere’yi çok güzel bir şekilde yansıtmışlar. Bunu yaparken de faydalandıkları dönemsel bazı unsurlar olmuş. Sanayileşmeyi ve bunun etkisinde ortaya çıkan komünizmi fazlasıyla yaşatıyorlar, doğası gereği kıyafetler de dönem modasına uygun. Aynı zamanda teknolojik ilerlemeleri, bunun çerçevesinde arabaların çok az sayıdayken birden artışını da diziyi izlerken görüyoruz. Bölgedeki alkol kullanımının şeklinden tutun da istihbarat kurumlarının yavaş yavaş yaygınlaşmasına kadar pek çok şeyi de gözlemlemek mümkün.

Yine çekimlerdeki sanatsal ve karanlık duruş diziyi fazlasıyla olumlu etkilemiş. Çekimlerden bahsetmişken şu anda spoiler vermek istemediğim iki sahnede akıl oyunları gerçekten çok kötü yansıtılmış olsa da oyunculuklar belli bir noktaya kadar kurtarmış durumu. Oyunculuklar demişken…

Cast değil Şampiyonlar Ligi

Dizinin başrol oyuncusu Cillian Murphy, Tommy’e can veriyor. Yüzünün karizmatikliği ve oyunculuğu ile zaten son yılların önde gelen isimlerinden birisi. Bir yandan da yine son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Tom Hardy’nin diziye ikinci sezonda katılmasıyla değişen hava söz konusu, kendisini bu sene Venom: Zehirli Öfke filmiyle de yeniden göreceğiz zaten. Dizi’de yine bol bol tanıdık yüzler görüyoruz. Bunlardan kimisini Aidan Gillen gibi kısa kısa görüyoruz ama görünce “Vay be!” diyoruz. Kimisini ise Helen McCrory ya da Paul Anderson gibi sık sık görünce gözümüz alışıyor. Tüm bu harika isimlerle birlikte dizinin kadrosu arşa yükseliyor.

Bana kalırsa izlediğinizi söyleyeceğiniz diziler arasında mutlaka bulunması lazım Peaky Blinders yapımının. Üzerinden fazla zaman geçip, dizi tadını kaybetmeden başlayın. Henüz yayınlanmış 4 sezonu bulunuyor ve ciddi anlamda kaymak gibi akıyor. Yine de son karar sizin, aşağıya fragmanını bıraktık.