Ev / Blog / Game of Thrones 8.Sezon 2.Bölüm Özeti – Neler Oldu?
Valorant names

Game of Thrones 8.Sezon 2.Bölüm Özeti – Neler Oldu?

Heyecanla beklenen yeni sezonun ikinci bölümü geldi. Hatta bölüm Amazon’da yayınlandı ve yüz binlerce kişi bölümü yayın saatinden önce izledi. Her bölümüyle internetin gündemine oturan Game of Thrones’un senaryosu da geçtiğimiz gün sızdırılmıştı.

Game of Thrones 8.sezon 2.bölüm Almanya’daki Amazon üzerinden izlendi. Bazı kullanıcılar bölümü kaydedip internet üzerinde yayınladı. Sızan bölüm internetin birçok köşesinde yayınlandı ve milyonlarca kişi tarafından izlendi.

Fakat biz bölümü yasal yoldan güzelce seyredip, incelemeyi ve özetlemeyi uygun gördük. Bu içeriğin bölümü kaçıranlar için özet niteliğinde olduğunu belirtmekte fayda var. Bölümün kilit sahnelerine yer verdiğimiz özetlerde her sahneyi yorumlamıyor ya da yazımıza dahil etmiyoruz. Game of Thrones 8.sezon 2.bölüm nelere sahne oldu bir bakalım.

Bir önceki bölümün özetini okumak için tıklayın!

Jaime Winterfell’de

Game of Thrones’un neredeyse bütün karakterleri hala Winterfell’de büyük savaşa hazırlanıyor. İkinci bölüme bir “bekleyiş” atmosferi hakimdi. Herkes son saatlerini geçirirken, karakterlere dair son pencereler açılmaya başladı. Çünkü bundan sonra genel olarak bir savaş havası hakim olacak ve 8 sezon boyunca türlü değişimlerden geçmiş karakterlerin canla başla savaştığını göreceğimizi düşünüyoruz. Bu bölüm hep Kuzey’de geçti ve Cersei’ye ayrılmış hiçbir sahne yoktu.

Game of Thrones’daki karakter değişim süreçlerinin ne kadar muazzam işlenebildiğini (en azından ilk 5 sezonda) bir kez daha görebiliyoruz. İlk sahnede Jamie Lannister’ın, Daenerys, Jon ve Sansa tarafından yargılandığını görüyoruz. Daenerys, Tyrion’un sözüne güvenerek güneyden gelen bir Lannister ordusu bekliyordu fakat karşısında babasının katili olan Jaime Lannister’ı görünce, işler kızıştı.

Sansa Stark da geçmişteki olaylardan dolayı Jaime’yi yargılıyor. Bunun üzerine Jaime, hanesini korumak için bir savaş verdiğini ve yine olsa yine yapacağını belirtiyor. Brienne ayağı kalkıyor ve Jaime’ye kefil oluyor ve Jaime’nin sözünün eri olan, onurlu bir adam olduğunu söyleyen Brienne, Kralkatili’nin kolunu kaybetmesinin Brienne’i tecavüze uğramaktan kurtarmanın sonucu olduğunu da ekliyor. Sansa’nın Brienne’e olan sonsuz güveni, geçmişi sineye çekmesini sağlıyor. Sansa’nın Jaime’yi kabul etmesi üzerine Daenerys, Jon’un fikrini soruyor. Jon ise “her adama ihtiyacımız var” deyince, Jaime meclis tarafından kabul ediliyor.

Daenerys ise Tyrion’a oldukça kızgın çünkü Tyrion ablasına güvenerek bir hata etti ve gelmesi beklenen Lannister ordusunun bir yalan olduğu ortaya çıktı. Bu yüzden Daenerys, Tyrion’a “eğer beni demir tahta oturacak bir El değilsen, bunu yapabilecek bir başkasını bulabilirim” diyor ve ayrılıyor.

 

Arya ve Gendry

Arya demirciye giderek Gendry’i ziyaret ediyor. Geçtiğimiz bölüm Gendry’e bir silah siparişi veren Arya, silahının durumu ile birlikte Ölü Ordusu’nu soruyor. Gendry ise bunun üzerine Ölü Ordusu’nun basit haydutlardan, tecavüzcülerden ve hırsızlardan çok daha farklı olduğunu söylüyor. Onların “ölüm” gibi olduğunu belirtince, Arya “Ölümü bilirim. Birçok yüzü vardır,” diyor ve ejderhacamından yapılan silahlardan birkaç tane alıp, hızlıca duvara fırlatıyor. “Bu yüzünü görmeyi heyecanla bekliyorum.”

Gendry ise hayran olmuş durumda, Arya’nın silahını yapmaya girişiyor.

Bu sırada Jaime, Yürek Ağacı’nın önünde oturan Bran’i ziyaret ediyor. Biz böyle bir durumda acaba ilk sözleri ne olur derken, Jaime bir anda “Sana yaptığım şey için üzgünüm” diyor. Bran ise mimiklerini dahi oynatmadan, “daha önce üzgün değildin” diyor. Jaime ise bölüm boyunca tekrarlayacağı sözlerini bir kez daha söylüyor. “Ben artık o adam” değilim.

Bran ve Jaime arasında geçen konuşmada, Bran’in eğer Jaime tarafından itilmeseydi Üç Gözlü Kuzgun olamayacağı söyleniyor. İkisinin arasındaki konuşma Jaime’nin “peki ya sonra ne olacak?” sorusuna, Bran’in “bir ‘sonra’ olacağını nasıl biliyorsun?” cevabını vermesiyle sonlanıyor.

 

Daenerys ve Sansa’nın Sohbeti

Daenerys, Jorah’tan aldığı tavsiye üzerine Sansa ile arasındaki buzları kırmaya gidiyor. Sansa soğuk tavrı ile birlikte “Jon, seni seviyor. Erkekler kadınlar için aptalca şeyler yapar” deyince Daenerys gülümseyerek “Yaşamım boyunca Demir Taht için çabaladım. Şimdi ise Demir Taht’tan olabileceğim en uzak yerdeyim. Jon için buradayım” diyor ve bir kadın olarak Jon için yaptığı aptallığı anlatıyor. Bunun üzerine Sansa “buraya geldiğinde sana teşekkür etmeliydim” diyor ve Daenerys’in elini tutuyor.

Tam gelin görümce kaynaştılar derken Winterfell Leydisi Sansa, “Kuzey ne olacak? Kimseye boyun eğmeyeceğimize söz verdik. Sen Demir Taht’a oturduktan sonra Kuzey ne olacak?” diye sorunca Daenerys elini Sansa’nın elinden çekiyor ve odaya giren biriyle sohbetleri burada bitiyor.

Birkaç saniye sonra Daenerys ve Sansa giriş salonuna doğru gidiyorlar ve Theon’u yanında birkaç demirdoğumlu ile birlikte görüyoruz. Sansa koşarak Theon’a sarılıyor ve bir kavuşmaya daha şahit oluyoruz.

 

Strateji Belirleniyor

Game of Thrones’da beraber göreceğimizi asla düşünmediğimiz karakterleri masa başında savunma planı yaparken görüyoruz. Winterfell’i nasıl savunacaklarını tartışırken Bran, Gece Kralı’nın onun peşinde olduğunu ve kendisinin yem olarak kullanılması gerektiğini söylüyor. Neden diye sorulduğunda Bran “ben bu dünyanın hafızasıyım” diyor. Ve Gece Kralı bu dünyayı silmeyi amaçlıyor. Sam ve Bran arasında geçen konuşmada ölümün unutulmak olduğunu anlıyoruz. Çünkü insanları insan yapan, hafızalarıdır. Birinin hafızasını silmek, o kişiyi silmek demektir. Unutmak ölmektir.

Üç Gözlü Kuzgunlar kendilerinden öncekilerinin hafızlarını taşırlar. Dolayısıyla Bran’i öldürmek, dünyanın hafızasını silmek demektir. Bran savunma planında kendisinin de kullanılması gerektiğini belirtiyor ve Theon araya girip “ Bu kaleyi senden ben aldım. Şimdi seni ben koruyacağım” diyor.

Bu sırada ejderha alevinin işe yarayıp yaramayacağı soruluyor. Bran ise bunun daha önce hiç denenmediğini söylüyor. Strateji belirlendikten sonra masadakiler dağılıyor ve bekleyiş başlıyor.

 

 

Winterfell’in Salonlarında

Herkes Uzun Gece’yi getirecek olan savaşı bekliyor. Bu bekleyenler arasında Tyrion, Davos, Jaime, Brienne, Podrick ve Tormund var. Winterfell’in salonlarından birini mesken tutan bu karakterler, şöminenin karşısında içki içip; muhtemelen son saatlerini beraber geçirirken Tyrion, “buradaki herkes en az bir kez Starklara karşı savaştı. Şimdi ise onların salonunda oturup, kalelerini koruyoruz” diyor ve sırayla herkesin ismini sayarken sıra Brienne’e geliyor ve Brienne’in bir şövalye olmadığından bahsediliyor.

Bunun üzerine Brienne’e abayı yakmış olan Tormund, “neden şövalye değilsin?”diye sorunca Brienne, kadınların şövalye olamayacağını söylüyor. Brienne onurlu bir kadın ve yaşamı boyunca erkekler tarafından hor görülen bir savaşçı. Hem kitapta hem de dizide Brienne’in bu durumdan kaynaklanan hüznünü görmek mümkün.

Jaime de Brienne’i iyi tanıyor olacak ki ayağı kalkıyor ve “Şövalye olmak için bir krala ihtiyaç yok. Her şövalye bir başkasını şövalye ilan edebilir” diyor ve kılıcını çekip Brienne’in diz çökmesini istiyor. Brienne ise çekingen bir tavırla önce reddediyor. Fakat ısrarlar üzerine utanarak kalkıp Jaime’nin önünde diz çöküyor ve şövalye ilan ediliyor.

Savaşçı adına cesur olacağına,

Baba adına adil olacağına,

Anne adına masumları koruyacağına yemin et.

Brienne, kadın bir savaşçı olarak diz çöktüğü zeminden Yedi Krallık’ın Şövalyesi olarak kalkıyor ve belki de bölümün güzel sahnelerinden birini sonlandırıyor. Tyrion ve beraberindekiler alkışlar içinde Brienne’in adını haykırınca, yaşamı boyunca çok az gülümsemiş olan Brienne’in yüzünde beceriksiz ama naif bir tebessüm oluşuyor. Winterfell’in salonunda geçen son saatler Podrick’in Jenny’s Song’u söylemesiyle devam ediyor. Serinin kitaplarını okumuş olanların iyi bildiği bu şarkıya Winterfell’deki durumu gösteren sahneler eşlik ediyor.

Notlarımız arasında,

  • Jorah Mormont ile Lyanna Mormont tanışıyor.
  • Sam, Hanesinin Kılıcı Yürekfelaketi’ni Sir Jorah Mormont’a veriyor.
  • Tormund Giantsbane (Devfelaketi)’nin soyadının nereden geldiğini öğreniyoruz. Tormund bir devi öldürmüş ve devin karısı onu dev sütü ile 3 ay beslemiş.

 

Daenerys, Jon’un Gerçek Kimliğini Öğreniyor

Bölümün sonlarına doğru Jon’un Winterfell’in taş mezarlarında annesi Lyanna Stark’ın heykelini seyrederken görüyoruz. Bu sırada Daenerys geliyor ve abisi Rhaegar’dan bahsediyor.

Herkes bana onun iyi birisi olduğunu söyledi. Şarkı söylemeyi severmiş. Fakirlere yardım edermiş. Ama Lyanna’ya tecavüz etti” diyor. Bunun üzerine Jon “Hayır. Onu seviyordu. Gizlice evlendiler ve bir çocukları oldu. Eğer Robert Baratheon bunu duysaydı, çocuğu öldürürdü. O yüzden Lyanna Stark onu kardeşi Ned Stark’a verdi. Ned Stark onu piçi olarak büyüttü” diyor ve Daenerys’in yüzündeki ifade değişiyor. Jon’un son cümlesi ise “Benim adım Aegon Targaryen” demek oluyor.

Daenerys başta buna inanmıyor fakat Jon, Bran’in ve Sam’in bunu doğruladığını söyleyince, Daenerys dehşet içinde “Bu seni tahtın son erkek varisi yapar” diyor.

Borazan sesleri sohbetlerini kesmelerine neden oluyor ve dışarı çıktıklarında, Gece Ordusu’nun Winterfell’e yaklaştığını görüyoruz ve Game of Thrones 8.sezon 2.bölüm sona eriyor.

 

Dizi, sinema ve oyun dünyasındaki tüm gelişmelerden haberdar olmak için Instagram ve Twitter üzerinden bizleri takip edebilirsiniz.

Hakkında Kerem Doğan Karakoç

Edebiyat, sinema ve oyun dünyası ile ilgilenen genç bir lise öğrencisidir. Oyungg'yi çok seviyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.