Ev / Blog / Gamer Kitle Ne İstiyor?

Gamer Kitle Ne İstiyor?

Valorant names

Gün geçmiyor ki yeni bir oyun çıkmasın ve gün geçmiyor ki oyun şirketleri ilk oyun(ları) tutmuş oyunun ikinci, üçüncü, sekizinci, kırk dördüncüsünü duyurmasın. Gamer kitle de mecbur önlerine konan oyunları oynuyor. Peki gamer kitle ne istiyor? İşte bu sorunun cevabını bulmak için kolları sıvadım ve karşıma çok ilginç ama çoğunlukla beklediğim cevaplar çıktı.

Doğrusu soruşturma zamanı aldığım cevaplar içinde beni en çok şaşırtan RTS (gerçek zamanlı strateji) oyunlarının çıkmasını isteyen kitle oldu. Yaklaşık %5’lik kesimi oluşturan bu kitlenin uyandırdığı hayranlığı da es geçmeyeceğim. Zira durmadan aksiyon, macera gibi vurdulu-kırdılı oyunların çıktığı bu dönemlerde hala eski diyebileceğimiz, geleneksel RTS oyunları bekleyenler ve çıkmasını isteyenler gamer dünyasında özel bir yere sahip bana kalırsa.

Bir diğer şaşırtan veri ise FPS tarzı yeni oyunların daha fazla çıkmasını bu kadar az bir kesimin istemesi oldu. Çünkü neredeyse yeni çıkan her 5 oyundan 1’i FPS iken bu kadar az bir kitlenin yeni oyunları istemesi gayet şaşırtıcı. Aslında oyunların çok olması oyuncuları doydurdu da diyebiliriz, fakat doydursa neden hala bu kadar fazla çıkıyor ve yeni çıkanlar da bu kadar fazla oynanıyor? İşte burası çok garip.

Şimdi gelelim ana kesime. Çok fazla olacağını düşündüğüm, fakaz bu kadar fazla olacağını beklemediğim bir kesim – yaklaşık %75 – artık tüm türlerde yeni oyunların yettiğini, daha fazla çıkmamasını gerektiğini, istisna olaraksa hikaye üzerinden yürüyen oyunların çıkması gerektiğini öne süren kesime ne kadar katıldım, anlatamam. Çünkü gerçekten de yeni çıkan oyunların neredeyse hepsi – birkaç oyun hariç – hikayeden ya da detaydan yoksun, sadece sona odaklanmış, yapımcı şirketler tarafından 658. oyunu çıkarılan seriler ve bunun insanları gına getirmesi oldukça normal. Burada krediyi indie oyunlara vermemek ise ayıp olur. Haklı olarak da gamer kitle hikaye bazlı daha fazla indie oyun gelmesini istiyor. Baktığımızda gerçekten de indie oyunların hikayesel olarak hem çok daha güzel olduklarını, hem de oyun şirketlerinin koyduğu fiyatların aksine çok daha ucuza oynamanın mümkün olduğunu görüyoruz. Çünkü indie oyunların en büyük özelliği önceden insanların içlerinde barındırdıkları duyguyu oyunda yansıtarak resmen bir sanat eseri ortaya koymaları. Mesela To The Moon gibi çok güzel hikayeye sahip oyunların çıkmasını kim istemez ki? Hazır lafı geçmişken, To The Moon tesini çözmeyi de unutmayın!
Kıssadan hisse, buradan tüm oyun yapımcılarını seslenerek diyorum:

“Yeter artık, serileri bir kenara bırakarak az hikayeye odaklanın. Tamam, güzel hikayesi olan seriler gelirse can feda, ama onu abartmayın.”

(Tabii kimse beni duymadı, o da ayrı ironi)

Evet arkadaşlar, diyeceklerim bu kadar. Ama uyarmadan da etmeyeceğim, aldığım bu verilere çok fazla güvenmeyiniz. Çünkü yaptığım araştırma yaklaşık 100-150 kişilik bir toplum içinde gerçekleşti ve milyonlarca gamer varken bu verilere ne kadar güvenilir, bilinmez. Fakat bana kalırsa herkese teker teker sorsak dahi bu verilerin fazla değişecek değil.

Hakkında Tahir Dövtelabi

Bir Yorum

  1. O kitle bir şey bilmiyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.