Kitap Önerisi – Armada

Tüm oyuncular, birleşin! Bu romanda dünyayı kurtaracağız. Konunun oyuncular ile ne ilgisi var diyorsanız sizi şöyle yazımıza doğru alalım.

Son zamanlarda dünya dışı yaşam ile ilgili birçok haber basında yer almaya başladı. E haliyle dünyanın en meraklı canlıların olan biz insanoğlu bu konu hakkında bol bol kafa patlatmaya ve merakını gidermeye çalışıyor. Soğuk savaş dönemlerinde başlayan uzay yarışı her ne kadar devletler bazında bitmiş gibi görünse de aslında hala devam ediyor. Yalnızca artık Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi hükümetlerin yerini SpaceX gibi şirketler aldı. Ya da en azından bize sunulan bilgiler bu yönde.

Nedir Bu Armada?

Yıllardır fark etmesek bile önümüze sürekli uzaylılar ile ilgili materyaller konuldu. Bu konu ile ilgili oyunlar, diziler, filmler, müzik klipleri, çizgi romanlar ve hatta çizgi filmler yapıldı. Toplumun her katmanına dünya dışı yaşam fikri bir şekilde empoze edildi. Peki bunun arkasında bizim düşündüğümüzden çok daha büyük bir fikir yatıyor olabilir mi? İşte romanımız tam da bu konuyu ele alıyor. Ana karakterimiz Zack Lightman çoğumuz gibi sıradan bir öğrenci. Vaktinin çoğunu Armada adlı bir oyunun başında geçiriyor ve yarı zamanlı olarak bir video oyunları dükkanında çalışıyor. Vaktinin çoğunu oyunlar ile geçiren yalnızca Zack değil elbette, oyunlar o kadar popüler ki her yaştan insan ekranları karşısında saatler geçiriyorlar.

Armada’nın oyuncular arasında bir hayli popüler olduğundan bahsettik ancak piyasayı tek başına elinde bulundurmuyor. Neredeyse onun kadar popüler bir başka oyun olan Terra Firma’da oldukça sık oynanan bir diğer oyun. Bu iki oyun aynı yapımcı şirketin elinden çıkma ve iki oyun da aynı evrende geçiyorlar. Bu iki oyunun konusu da dünyayı istila eden uzaylı ırkı ile savaşmak. Armada’da bunu bir uzay gemisi pilotu olarak, Terra Firma’da da devasa savaş robotlarını kontrol ederek yapıyoruz.

Zack Lightman adlı sıradan lise öğrencisi ise Armada isimli oyunun en iyi oyuncularından bir tanesi. Hatta hayatı neredeyse bu oyun olmuş diyebiliriz. Bu yüzden sınıfının camından bakarken oyunda savaştığı uzay gemilerinden birini havada görünce delirdiğini düşünüyor.

Peki Neler Oluyor?

Ancak gerçekler bu kadar basit değil. Dünya gerçek bir uzaylı istilası altındadır ve bu istilayı yalnız oyuncular durdurabilir. Yıllardır fark etmeden de olsa bir çok materyal ile bu ana hazırlanan insanoğlu için artık gerçek savaş vakti gelmiştir. Gizli bir küresel örgüt olan Dünya Savunma Paktı en iyi Terra Firma ve Armada oyuncularını ordu için göreve çağırır. Genç, yaşlı, kadın, erkek demeden her iyi oyuncu bu görev için bilgilendirilmiştir. Tabi en iyi Armada oyuncularından biri olan Zack’de bu gruba dahildir. Sıradan bir okul günü böylesine bir haberle canlanan Zack’in dünyası alt üst olmuştur. Küçük yaşta kaybettiği babasının günlüğünden okuduğu bilgileri bu olaylar ile birleştiren Zack adeta bir aydınlanma yaşar ve Dünya Savunma Paktı saflarına katılmayı kabul eder.

Hikaye Güzel, Peki Yazım Dili?

Ernest Cline ilk romanı olan Başlat: Ready Player One’da yaptığı şeyleri bu romanında da tekrarlamış. Bu kitap da bol bol alt kültür göndermeleri taşıyor. Hatta kimi zaman iş alt kültürden çıkıp günümüzün önemli bilim insanlarına da geliyor. Kitapta karşınıza birden bire Stephen Hawking, Neil deGrasse Tyson ve Carl Sagan gibi isimler çıkınca şaşırıp kalıyorsunuz. Sizi şaşırtacak isimler bunlarla da sınırlı değil üstelik. Gabe Newell, Peter Jackson, James Cameron gibi isimlerin karşınıza çıkmasıyla kendinizi iyice kitabın dünyasında hissedeceksiniz. Daha doğrusu kitabın dünyamızda geçtiğini hissedeceksiniz diyelim.

Yazım dili olarak kitaptan asla sıkılmayacağınıza da eminim. Cline ilk romanında olduğu gibi güzel bir olay kurgusu yakalamış, bunu okuyucunun hoşuna gidecek şekilde yazıya aktarmış ve çok da başarılı olmuş. Romanı elinize aldığınızda bırakmak istemeyeceksiniz. Hele ki bilgisayar oyunlarına ve dünya dışı yaşama dair haberlere birazcık bile ilginiz varsa eminim ki kitabı soluksuz okuyacaksınız.

Kısacası kitap neredeyse her oyuncunun hayali olan ‘’oyun oynamak göründüğünden daha önemli bir iş ve bana akıl almaz fırsatlar sunacak’’ fikrini oldukça başarılı bir şekilde işlemiş. Bunu yaparken kullandığı alt kültür göndermeleri ile de okuyucunun kendini hikayeye iyice ait hissetmesini sağlamayı başarmış. Uzay ve bilgisayar oyunları gibi konulara ilginiz varsa, aynı zamanda 80’ler kültürü de ilginizi çekiyorsa bu kitap size ‘’benim için yazılmış olmalı’’ dedirtecek. Saydığım şeylere ilginiz olmasa bile kitap sizi öyle güzel bir maceranın içine sokacak ki elinizden bırakamayacaksınız. Şimdiden iyi okumalar.

Kitap hakkında düşünceleriniz neler? İlginizi çekmeyi başardı mı? Yorumlarda bizlerle paylaşın. Ayrıca oyun dünyasındaki diğer gelişmelerden haberdar olmak için Facebook grubumuza da katılabilirsiniz 🙂