Ev / Blog / Max Payne 3 Neden Çok Zorlama Bir Oyun?
Valorant names

Max Payne 3 Neden Çok Zorlama Bir Oyun?

Yakışıklı, karizmatik, şakacı ama bir o kadar da acılı, kederli olan Max Payne reisin maalesef üçüncü oyunu diğer oyunlarına kıyasla sönük kalıyor. Gelin beraber bunun nedenlerini inceleyelim.

Favori oyunlarımdan olan Max Payne, bildiğiniz üzere 2001 yılında piyasaya bomba gibi düşen bir oyundu. 2001 yılına göre sağlam hikayesi, karakterler, mekan dizaynı, müzikleri, hikaye anlatım şekli  ve en önemlisi oynanışıyla ilgi çeken Sam Lake (kendisini meşhur Max Payne yüzüyle tanıyoruz.) ve ekibi gerçekten çok güzel bir iş çıkarmışlardı. Maddi sıkıntılar çektikleri için bazı yerlerde farklı yöntemlere başvurmaları aslında onları olumlu yönde etkilemişlerdi. Bullet Time özelliği ile oyun dünyasına büyük bir yenilik getirmişti Max Payne. Polis abimizin karısı ve çocuğu öldürüldükten sonra Valkyr adlı uyuşturucu kullanan  ekibin peşine düşüyor. Sam Lake yazarlığını konuşturmuştu. Yakaladıkları başarıdan sonra Remedy oyunu ekipten satın almışlardı. Daha sonradan 2012 yılında ise hayranlarıyla tekrardan mobil platformlarda buluşuyor.

Max Payne Abimizin Devam Oyunu

Remedy oyunu satın aldıktan sonra ise işin içine şimdi de Rockstar Games girdi. Tabii ki bu oyun için iyi oldu aslında. Çünkü birinci oyun yapılırken maddi güç pek yerinde değildi. Rockstar Games gibi güçlü bir firma oyunu sanatsal bakımdan daha da güçlendirdi. 2003 için grafikleri gayet yerindeydi. Oynanışı yine mükemmel, hikayesi ise bu sefer daha karanlık ve daha romantikti. Birinci oyundan tanıdığımız Mona Sax karakteriyle sevimli bir ilişkisi olan karakterimizi bu kez Sam Lake değil Timothy Gibbs abimiz canlandırıyor. Oyunun ismi de zaten nasıl bir hikaye ile karşılaşacağımızı belirtiyorlar. Max Payne 2: The Fall of Max Payne. İlk oyundan 2 yıl sonrasını anlatıyor. Karakterimiz kederine keder katıyordu. Aşk, ihanet, keder, kan, mizah her şey vardı. İlk oyundaki olaylardan sonra kendisi polislikten dedektifliğe alınıyor. Sam Lake yine yazarlığını konuşturmuştu. Kabus bölümlerini de eksik etmemişlerdi. Ara ara Mona ile de oynayabiliyorduk. İki karakterin birbiriyle dayanışması çok iyi işlenmişti. Sonradan beyaz perde de yerini alan Max Payne uzun süre sessizliğe büründü.

İşte Serinin Üçüncü Ve Final Oyunu…

Max payne 3, 2012 yılında sevenleriyle buluştu. Bu sefer Remedy geliştirmiyordu. Dolayısıyla oyunun yazarı  Sam Lake değildi. Gta V’den 1 yıl önce çıktığı için sanki Gta’nın bir taslağı gibiydi. Grafikleri ve özellikle de oynanışı çok benziyor. İkinci oyundan 9 yıl sonrasına götürüyorlar bizi. Max iyice alkolik birisi olmuş, hayattan bezmiş ve hiçbir beklentisi olmayan birine dönüşmüş. Geçmişini arkada bırakmak adına arkadaşı Passos’un tavsiyesiyle Brezilyalı zengin bir ailenin koruması olarak işe başlıyor. Ailenin çocuklarını götürdüğümüz bir parti esnasında teröristler bir anda saldırıyor ve ailenin kızını kaçırıyorlar. Max ise bütün oyun boyunca o kızı kurtarmaya çalışıyor. Şimdi oyunu oynamayanlar için  “Bu ne ya?” dediklerini duyar gibiyim. Ya abicim sen intikam peşinde giden bir dedektifsin. Ne işin var senin Brezilya’da. Hazır Max’i alkolik bir havaya sokmuşsunuz. Elinizde güzel bir karakter vardı daha güzel işleyebilirsiniz. İşte oyunun zorlama olması bu yüzden. Sanki hayranlar çok sıkıştırmış da Rockstar bir şeyler karalayıp vermiş gibi duruyor. Hikaye gerçekten çok uzatılıp zorlama olmuş. Oynanış güzel ama. Müzikler diğerlerine göre kötü olmuş. Oyunun şiddet dozu iyi yerde. Sevgili Rockstar Games, yazarlığı başkalarına bıraksaydınız keşke. Açıklamalara göre de zaten bu serinin son oyunuymuş. Sevenleri üzdü. Yani 9 yıl sonrası değil de mesela 2 sene  sonrasında geçebilirdi oyun.

Sonuç Olarak…

Max Payne kardeşimizin macerası buraya kadardı. Gel kardeşim otur dertleşelim. Keşke Rockstar çıkarmasaydı dediğimiz bir oyun diyebiliriz. E biz de üçüncü oyunun verdiği üzüntüyü eski oyunlarını tekrar oynayarak, soundtracklerini tekrar tekrar dinleyerek, eskiterek dindirmeye çalışıyoruz. Oyun Max’in yaşadıklarından 2 sene sonrayı anlatsaydı daha güzel şeyler çıkabilirdi.  Ya da Rockstar biraz daha bekleyip yapsaydı .Gülen surattan kel adama dönüşen Max Payne reis ile gelecek yıllarda da görüşmeyi umut ediyoruz. Belki Rockstar abi bize kıyak geçer. Bu karizmatik karakterin sonradan bozmasıyla alakalı bu üzücü yazımızı burada sonlandırıyoruz efendim. Bu tarz bloglar için sitemizi ve sosyal medya hesabımızı takip etmeyi unutmayınız. Esen kalın!

Hakkında Harun Refik Çiftçi

2.5 yaşından beri Vice City sokaklarında geziyorum.

Bir Yorum

  1. Muhammet Raşit Balı

    Günümüzde bu tür işe yarar makale bulmak neredeyse imkansız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.