Ev / Blog / Oyunlar ve Distopyalar
Valorant names

Oyunlar ve Distopyalar

Distopya Nedir?

  Distopya; kültürün, bireyin, hukukun, adaletin ve çağdaş bir ortamın temellerini oluşturan her değerin yozlaştığı bir dünyadır. Distopyalar bir felaketten sonra oluşabilirler. Ya da insan toplumundaki herhangi bir etkenin aşırıya kaçması, distopik bir dünyanın oluşumuna yol açabilir. Peki edebiyatta ve sinemada kendine oldukça fazla yer edinen distopya konsepti, oyunlarda da örneklere sahip mi bir bakalım ve distopya oyunlarını inceleyelim.

Distopya oyunları da diyebileceğimiz bu distopik eserleri aslında hepimiz deneyim ettik. Bu oyunlara hayran kalmamızın sebebi de aslında biraz burada yatıyor. Distopyalar bize farklı bir dünya çiziyorlar ama bir yerlerden tanıdık geliyor. Distopyalar uzak görünseler de aslında, çok yakınlar. Çünkü biliyoruz ki, distopyalar insanlar tarafından yaratılır.

Ve bizden hala çok var.

Fallout

   Fallout serisi, post-nükleer bir senaryo anlatır. Nükleer bombalar, Vault-Tec firmasının insanların üzerinde deney yapmak için inşa ettiği sığınaklar, gizli devlet işleri, Enclave, Brothers of Steel, Minutemen, Caesar’s Legion, Great Khans gibi fanatik ya da askeri oluşumlar; dolu dolu bir distopya oluşturur. Fallout distopyası bir Wasteland çizer. Post-nükleer bir atıkdünyada, insanı insan yapan şeyler önemini yitirmiştir. Amaç atıkdünya üzerinde süren savaşta hayatta kalmaktır. Dünyayı bu hale getiren şey savaştır. Fakat yeryüzünün ruhunu emen nükleer savaş, yıllar sonra hala devam etmektedir. Bitki örtüsünü, toprağı, havayı ve suyu zehirleyen radyasyona ve mahvolmuş bir dünyaya rağmen savaş hala devam etmektedir.

Çünkü savaş, savaş hiç değişmez.”

The Walking Dead

  The Walking Dead, post-apokaliptik bir dünya çizer. Ölülerin yaşamı tehdit ettiği bir salgın, hayatta kalanların önem verdiği tek şeyin hayatta kalmak olmasını sağlamış; dolayısıyla insani değerler unutulmuştur. Dünya mahvolduktan sonra geriye pişmanlık ve hayatta kalma hissi kalmıştır.

Çünkü eğer o dünyanın karakterleri dünyanın sona ereceğini bilselerdi, daha iyi şeyler yaparlardı.”

 

Wolfenstein

  Distopya oyunları arasından bir diğeri de Wolfenstein. Wolfenstein tarihteki bir gücün aşırı gelişmini bilimkurgu ile harmanlayarak anlatır. Nazi Almanyası zaten bir distopya yaratmaya adım adım ilerlerken, Wolfenstein serisi; hikaye anlatıcılığı ile bunu bir sonraki noktaya taşımıştır. Burada aşırı olan etken askeri güçtür. Naziler zamanının ilerisinde olan silahlara sahiptir. Wolfensteinne olurdu?” sorusunu cevaplar. Fakat bu yalın bir cevaplama değildir. Bahsedildiği gibi, bunu bilimkurguyla ve aşırıcılıkla harmanlar. Sonucunda İkinci Dünya Savaşı’nı kazanmış bir Nazi Almanyası ve robot Naziler vardır. Askeri anlamdaki bu üstünlük, baskının normalleştiği bir distopyayı oluşturur. Bunun çizdiği resim ise, size bir espri yaptıktan sonra milkshake içen bir Nazi çavuşudur.

 

BioShock

   BioShock serisi ise distopya konseptini bambaşka ele alan distopya oyunları arasındadır.

   No Gods Or Kings Only Man sloganıyla su altına, Rapture adında bir şehir kurulur. Rapture insanların yüzyıllardır aradığı ütopyadır. ADAM ve EVE (Adem ve Havva) adı verilen sıvılar sayesinde Rapture’da günlük hayat, süper güçler ile kolaylaştırılmıştır. Gerçek bir ütopyayı güçlendirme yoluyla üretilmiş bu maddeler, korkunç bir distopyaya zemin hazırlar. Herkes tarafından rahatlıkla elde edilebilecek olan ADAM ve EVERapture vatandaşlarında bağımlılık oluşturur ve akıllarını kaybetmelerine neden olur. Rapture’da güç savaşına giren büyük isimler, ADAM elde etmek için küçük kızların beynini yıkar ve onları adeta sivrisineklere dönüştürür. Küçük kızları korumak için üzerinde korkunç deneyler yapılmış teneke adamlar inşa edilir. Rapture şehri, insani değerlerin kolayca paslanabileceğini kanıtlar. “Tanrıların, Kralların olmadığı” ve sadece çağdaş “İnsanın” var olacağı Rapture; en kötü insanın bile yaşamak istemeyeceği bir kabusa dönüşmüştür. Çizilmiş en karanlık distopyalardan biri haline gelir.

 

Bu distopyayı tetikleyen olayların ardında “insanın özündeki sabitlik” vardır. Rapture’un yapımcısı Andrew Ryan, insanı tutan büyük zinciri kırdığını iddia eder. Rapture’da herkes özgürdür. Rapture farklıdır,  su altında farklı bir dünya kurulacaktır. Atlantis’i bile kıskandıracaktır belki de. Fakat içinde yaşayan insanlar hala güç arzusuna ve korkunç ihtiraslara sahiptirler. Rapture ne kadar farklı olursa olsun insanları, hala insandırlar. Ve insani değerler su altında daha hızlı paslanırlar belki de.

Böylece BioShock, bize ütopyanın bir yer değil, bir toplum olduğunu” anlatır.

 

Cyberpunk 2077, Deus Ex

Siberpunk distopyasında ise, ileri teknoloji insan hayatında o kadar çok yer kaplar hale gelmiştir ki; insan hayatı, ileri teknolojinin altında ezilmeye başlar. Siberpunk, teknolojinin insan vücudunda; insandan daha fazla yer bulmaya başlamasıdır. Bunun adı çeşitli distopik evrenlerde farklı isimlerde geçer. Deus Ex serisinde bu eklentilere Augmentation (Artırma) adı verilir. İnsanlar zorunluluktan ziyade keyfi olarak vücut parçalarını değiştirmektedirler. Protez bacaklar, ısıya duyarlı gözbebekleri, mekanik el ve ayaklar insan vücudunu oluşturmaya başlar. Kendi vücudunu değiştiren insanlara isimler verilir. Deus Ex dünyasında insanlar ikiye bölünmüştür. Güney Afrika’nın Apartheid Rejimi, Deus Ex oyunlarında “Geliştirilmişler ve Doğallar” ortaya çıkar. Vücutlarını değiştiren insanlara ayrımcılık uygulanır. Protez bacak taktırdığı için sokaklarda öldürülen insanlar Deus Ex evreninde alışılagelmiş bir olaydır. Deux Ex: Human Revolution ve Deus Ex: Mankind Divided gibi distopya oyunları bize bu dünyayı resmeder.

Blade Runner gibi müthiş bir örnekte ise insan artık üretilebilirdir. Bunlara Replika adı verilir. Film boyunca insanı insan yapanın ne olduğu sorgulanır. Detroit: Become Human örneğinde ise Androidler bu roldedir.

Vücudunu değiştiren insan, özünden bir parça kaybeder mi?

Yoksa vücudunu değiştirip insanüstü özelliklere sahip oldukça mı yükselir?

Düşünen, sorgulayan ve insan portresine sahip olan bir makine insandan daha mı alçaktadır?

Eğer vücudunuzdaki her parçayı değiştirip, derinizin üzerine mekanik bir örtü kuşansaydınız, kollarınızı mekanizmalarla hareket ettirip, ayaklarınıza protezler taksaydınız; sizi siz yapan ne olurdu?

Siberpunk bu soruları sorar. Yozlaşan bir dünya ile birlikte insan hayatı sorgulanır. Yardımcı amaçlardan biri okuru, izleyiciyi ya da oyuncuyu “sorgulamaya” teşvik etmektir.

 

Bu yazımızda distopyaları ve oyunlardaki örneklerini inceledik. Distopik oyunlar, filmler, müzikler ve kitaplar konusunda düşünceleriniz neler?

Önerdiğiniz distopik bir oyun var mı?

Yorumlarınızda belirtin!

Oyun dünyasındaki tüm gelişmelerden haberdar olmak için Facebook grubumuza katılabilir, birbirinden eğlenceli içerikler için Instagram hesabımızı takip edebilirsiniz.

 

 

Hakkında Kerem Doğan Karakoç

Edebiyat, sinema ve oyun dünyası ile ilgilenen genç bir lise öğrencisidir. Oyungg'yi çok seviyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.