Ev / Blog / Unutulan Efsane – İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları
Valorant names

Unutulan Efsane – İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları

Bir zamanlar bu topraklardan harika işler çıkıyordu. İşte İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları o işlerin belki de en güzellerinden. Bakalım bu absürt mizahlı ve bizden oyun neyin nesiymiş.

Ülkemizden çıkmış bol mizahlı, bol politik ve bol bol bizden ögeler barındıran bir oyun İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları. Bu topraklardan çıkan ilk RPG hatta. Çoğumuzun daha emeklediği 1994-1996 yıllarında Siliconworx ekibi tarafından Amiga için yaratılmış bu güzel oyun. Bizden önceki nesli oldukça heyecanlandıran bu oyuna bir göz atmamız gerektiğini düşünüyorum.

Oyunun Genel Hikayesi

90’lı yılların İstanbul’una hoş geldiniz. Şehir belki de şimdiki kadar olmasa da çürümeye ve yozlaşmaya başlamış. Şeyh Cehalet ve adamları şehrin damarlarına adeta zehir gibi işlemekteler. Tehlike sokaklarda kol geziyor. Bu şehri kurtarmak ise yalnızca şehrin sakinlerinin ellerinde. Şehrin sakinleri derken bahsettiğimiz şehrin ‘’gerçek’’ sakinleri. Yani öğretmenler, memurlar, öğrenciler, lavuklar, magandalar, irospalar ve siliconianlar. Takımınızı bu sınıflar arasından seçeceğiniz dört karakter ile oluşturuyorsunuz. Tabi her karakterin güçlü ve zayıf yönleri bulunuyor. Hikayemize geri dönelim. Karakterlerimiz kendi aralarında maç yaparlarken topları otoparka kaçar. Topu aramak için otoparka giren karakterlerimiz bir portal bulurlar. Buldukları portal sayesinde başka bir boyutta bulunan alternatif bir İstanbul’a geçiş yaparlar ve böylece maceramız başlar.

Peki Biz Kimiz? Kime Karşı Savaşıyoruz?

Her sınıf kendine has özelliklere ve farklı silahlara sahip oluyor bu macera içerisinde. Mesela öğrenciler ellerindeki t cetvelleri ile düşmana saldırırken magandalar yüzsüzlüklerine güveniyorlar (yüzsüzlük dediğimiz şey oyun içerisindeki büyüye karşı dayanıklılık oluyor) . Büyüler fantastik RPG türünün olmazsa olmazlarındandır. Bu oyunda ise büyüler karşımıza ‘’vecizeler’’ olarak çıkıyorlar. Örnek vermek gerekirse ‘’uyu da büyü hırbo’’ diyerek düşmanı uyutabilir ya da ‘’önüm, arkam, sağım, solum sobe’’ diyerek çevrenizi saran rakiplerinize hasar verebilirsiniz. İstanbul’un sokaklarında maceradan maceraya koşarken karşınıza çıkan rakipler de oyunun esprili dilinden nasiplerini almışlar. Yobaz ograten, yobaz beşamel, yobaz napoliten, karafatma, çembersakal, dadaş gibi isimler bunlardan bazıları. Fakat İstanbul’u kurtarmak için sadece bu kötüleri yenmek tek başına yeterli olmuyor. Kimi zaman yardımcısı yobazlar ile işbirliği içinde olan bir belediye başkanına gerçeği göstermek gibi görevlerimiz de oluyor.

İstanbul Efsaneleri: Lale Savaşçıları her şeyiyle bizden bir oyun anlayacağınız. Lafı daha fazla uzatmadan sizleri oyunun giriş sinematiği ile baş başa bırakalım.

Oyun hakkında ne düşünüyorsunuz? O döneme göre nasıl bir iş çıkartılmış? Yorumlarda bizlerle paylaşın.Ayrıca oyun dünyasındaki diğer gelişmelerden haberdar olmak için Facebook grubumuza katılmayı unutmayın.

Hakkında Beril Özge Danacı

5 yaşında Tomb Raider oynayan annemi gördüğümde işler çok değişti. Annem hala o güne lanet ediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.