Kitap Önerisi – Başlat: Ready Player One

Gerçeklikten kaçıp dev bir oyun dünyası içinde yaşamayı hangi oyuncu istemez ki? Sanal bir cennette yaşamak kulağa hoş geliyor değil mi? Başlat: Ready Player One tam da bu hayalin sonuçlarına değiniyor. 

Kitabın Konusu Ne?

Hikâyemiz çok da uzak olmayan bir gelecekte, 2045 yılında geçiyor. İnsanlar bu güne kadar medeniyeti ayakta tutan her kaynağı neredeyse son damlasına kadar kullanmış. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da kalan bir parça kaynak için dünyanın büyük devletleri birbirleriyle savaş halindeler. İnsanlar evlerini, işlerini ve umutlarını kaybetmiş bir biçimde hayatta kalmaya çalışıyorlar. Üst üste konulmuş karavan yığınları arasında yaşam savaşı veren insanlara ‘’kayıp milyonlar’’ deniliyor. Fakat bu insanların hiç bir yere kayboldukları yok. Tüm bu zorlukları arkalarında bırakıp bir parça bile olsa mutlu olmak isteyen insanlar kendilerini sanal bir ütopya olan OASIS’in kucağına atıyorlar.

OASIS bu insanlar için bir oyun olmanın çok ötesinde. Artık insanlar işlerine OASIS üzerinden devam ediyorlar. Devlet okulları OASIS üzerinden eğitim veriyor. Çünkü bu platformda herhangi bir kaynak harcamanıza gerek olmadan devasa binalar yaratabiliyorsunuz. Dahası oyuna erişebilmek için ihtiyacınız olan tek şey OASIS konsolu. Devlet bu konsolu eğitim için ücretsiz olarak dağıtıyor. Tabi OASIS yalnızca bunlarla sınırlı değil. Öğrenim görmek ya da işten arta kalan zamanlarınızda istediğiniz her role bürünebilirsiniz. Bir peri mi olacaksınız, yoksa dev bir troll mü? Seçim tamamen size kalmış. OASIS’de aklınıza hayalinize sığmayacak kadar çok seçenek sizi bekliyor.

Ancak bu ütopik dünya maalesef hep bu şekilde kalmıyor. Oyunun yaratıcısı olan James Halliday arkasında gizemli bir mesaj bırakarak ölüyor. Yaşamı boyunca pek de sosyal olmayan bu adamın ne bir varisi ne de mirasını bırakacağı herhangi bir yakını var. Gizemli mesajında Halliday oyun dünyasının içine sakladığı anahtarları bularak bulmacalarını çözecek kişinin tüm servetine, dahası tüm OASIS’e sahip olacağını söylüyor. Neredeyse tüm dünyanın oynadığı bir oyun hakkında olan bu haber de doğal olarak hızla yayılıyor. Böylece dev bir paskalya yumurtası (easter egg) avı başlıyor.

Her hikayede olduğu gibi bu hikayede de kötü adamlar var elbette. Halliday’in servetini çeşitli nedenlerle ele geçirmek isteyen şeytani bir şirket pek çok ajanı ile bu ava katılıyor. Tam da bu noktada ana karakterimiz olan Wade Watts hayatının anlamını bulduğuna karar veriyor. Tüm dünyasını bu oyun üzerine kurmuş olan karakterimiz dünyasının kötülerin eline geçmesine izin vermemek için ava katılıyor. Tabi tek sebep bu değildir. Avın sonundaki akıl almaz ödüllere sahip olma fikri de karakterimizi bir hayli heyecanlandırır.

Biraz Klişe Gibi Mi Ne?

Kitap buraya kadar bize örneklerine sıkça rastladığımız klişe bir öyküyü anlatıyor değil mi? Değil işte. Kitapta animelere, oyunlara, filmlere, müzik gruplarına, çizgi romanlara, kısacası aklınıza gelebilecek her türlü geek malzemeye göndermeler var. Özellikle 80’ler kültürünü seviyorsanız kitabı okurken aklınız başınızdan gidecek. Birkaç örnek vermek gerekirse Pac-Man, Voltran, Star Wars, Dungeons&Dragons, Queen gönderme yapılan şeylerin yalnızca çok küçük bir kısmı. Kitap bir sayfası ile sizi 80’li yıllara ışınlarken diğer sayfada ay yüzeyinde bulunan son derece gelişmiş bir askeri üsse konuk olabilirsiniz. İşin güzelliği de burada aslında. OASIS ile öyle dengeli ancak sınırsız bir dünya yaratılmış ki hiçbir şey tutarsızlığa düşmüyor.

Filmi Olsa İzlenir Aslında…

Kitabı okurken ‘’ulan bundan ne film çıkar be’’ demiştim. Eminim okuduktan sonra siz de benim gibi düşüneceksiniz. Daha önceki yazımda bahsetmiştim ancak bilmeyenler için yine söyleyeyim, 2018 yılında Başlat: Ready Player One filmi geliyor! Hem de usta yönetmen Steven Spielberg imzalı olarak. Kitapta ünlü Spielberg filmlerine de bolca gönderme bulunuyor. Spielberg filmde bunları nasıl kullanacak bu da filmle ilgili en çok merak ettiğim konulardan biri. Tabi neredeyse hiç bir kitabın filmi kitap kadar detaylı olmuyor. En azından bir çok kitap okuyucusu filmlerin kitaptaki bir çok detayı atlamasından şikayetçidir. Ancak bana göre film hiç de fena olmayacak. Önümüze nasıl bir film gelecek bunun cevabı için vizyon tarihini beklememiz gerekecek.

Peki Yazım Dili Nasıl?

Kitap anlatım dili olarak hiç de ağır değil. Gayet anlaşılır ve akıcı cümleler ile okuyucuyu bir an bile sıkmadan vermek istediği her şeyi size aktarıyor. Ben kitabı neredeyse ara vermeden okudum. Öylesine güzel, öylesine sürükleyici bir hikaye ki zamanın nasıl geçtiğini bir an için bile anlamadım. Kitabı çok övdüm farkındayım ancak bu kitabı kendisine geek diyen herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. He, bende geek’lik yok, ben yalnızca oyuncuyum deseniz bile yine alın ve okuyun. Çünkü kitapta görünce yüzünüzü güldürecek o kadar çok gönderme var ki şaşıracaksınız. En iyisi ben lafı daha fazla uzatmayayım ve aşağıya filmin fragmanını koyayım. Kitapta oyunlara dair ne gibi göndermeler olduğunu kendi gözleriniz ile görün. Tabi fragmanda gördüğünüz ayrıntıları ve kitap hakkındaki görüşlerinizi de yorumlarınız aracılığı ile bizlerle paylaşmayı unutmayın.

Ayrıca oyun dünyasındaki diğer gelişmelerden haberdar olmak için Facebook grubumuza da katılabilirsiniz 🙂